BAHAR VE İNSAN
Bahar aylarının başındayız. Gökyüzü masmavi... Ağaçlar tomurcuklanmaya, çimenler yeşermeye başladı. Bu aylarda her şey gözümüze bir başka görünür. Kuş seslerini, gökyüzünün rengini kısaca tüm doğal güzellikler bize huzur ve neşe verir. Tabi kış aylarının da ayrı bir güzelliği vardır, ama genelde şikayetçi oluruz.
Soğukta evden çıkmak, dolaşmak hatta işe bile gitmek zor gelir. Ama bahar mevsimini kovalayan yaz'da geldimi keyfimize diyecek yoktur. Köylerde, kasabalarda yaşayanları da tatlı bir telaş salar. Tarlalar sürülür, asmalar, ağaçlar budanır...Buna benzer bir sürü güzellik...
Ama tabi bütün bu güzellikleri hissetmek için önce bu duygularımızı iç dünyamızda da yaşamamız gerekir. Yani önemli olan gönlümüze baharı getirebilmektir. Fakat bizim gönlümüz kış mevsimi gibi... Tabi böyle olmamızın geçerli sebepleri var. Çünkü birşeyleri başkalarından beklemeyi alışmışız. Ufak bir gülümsemek bile bize zor gelir olmuş. Sabah gözümüzü açtığımızda şükretmemiz gerekirken of üf diye uyanıyoruz. İşe gidiyoruz iş arkadaşlarımızın yüzü gülmüyor diye biz onlardan daha fazla asık suratla dolaşıyoruz. Neden ? Çünkü hep başkalarından bir güzel söz, ufak bir gülücük bekliyoruz... Sonra da kalbimiz kararıyor. Ve tabi sonuçta hepimiz insanız, güveniyoruz daha doğrusu güvenmek istiyoruz. Ama öyle bir güveniyoruz ki sanki herşeyin merkezi o... Ve yine çekemezlikler, kıskançlıklar yani gerçek yüzünü görünce bu seferde kendimizi suçluyoruz. Sonra yine güveniyoruz ve hep aynı şeyler...Güvendiğimiz insanlar zaten yıkıcı olduğundan onlara bir şey olmuyor. Biz kendimizi yiyip bitiriyoruz. Elimize ne geçiyor peki hiçbir şey...Bunun sonucunda da ufak bir gülümsemeyi kendimize çok görüyoruz. Eğer önce kendi içimizde mutlu olabilirsek, yani baharı yaşayabilirsek kış mevsimi bile bize huzur verir.
Son olarak şunu söyleyeyim; Başkalarına güvenmek yerine bizi yaşatana güvenelim ki hem kendimize, hem etrafımızdakilere neşe katabilelim.
Ufak bir gülücük, her şeyi değiştirir unutmayalım...Neşeli kalın
01/04/2010-Yeşim ÖZMEN
SEVGİMİZE YÖN VERELİM
Sevgimize yön vermek bizim elimizdedir değil mi?Şöyle baktığımızda
aslında her şey bizim elimizdedir,sevgide de olduğu gibi.Seveceğimiz kişiyi biz seçeriz,yalnız kişiyi seçtiğimizde de hayal kırıklığına uğrarız.
Bu yüzden amacımız doğru insanı seçmek,yani süper insanı…
Herkesin hayatta sevdiği vardır.Aslında bazen seviyordur,ama neden
sevdiğini,sevdiği kişiye önem verip vermediğinin farkında değildir.
Birisi ona sorduğunda onu seviyor musun diye “seviyorum” der.Fakat kendine bile cevaplamaktan korkar bu soruyu.Delicesine seviyordur,onsuz yapamaz,hayatında her şeyi ona göre yönlendirmiştir.Fakat günün birinde karşımızdaki kişi bizim güvenimizi sarsacak ufacık bir şey yapsa ,onurumuzu kırsa o sevgi biter.
Oysaki seviyorduk,onsuz olmazdık ama bir hatası bile içimizdeki sevgiyi bitirmeye yeter.
Anlatmak istediğim böyle olayların sonunda yine biz üzülürüz.Oysaki doğru insanı sevsek böyle bir olayla karşılaşmayız.Hayatta her şey insan sevgisi üzerine döner.Biz de süper insanı sevelim ki!....SÜPER İNSAN OLABİLELİM…
Öyle bir insanı sevelim ki;her şey onun için olsun,onunla birlikte olsun.Sevdikçe daha çok sevilelim,neşemiz artsın,güçlü olalım.
Ona öyle bir inanalım ki aldanmak ve aldatmak olmasın,güvenirlik olsun.
sani kısacası sevgimizi değerlendirmeye bakalım.Ancak bu şekilde süper insan olabiliriz.Şimdi haklı olarak soracaksınız nerede bu süper insan?Nasıldır,nerededir?
A.Kadir DURU;şöyle kaleme dökmüş;”Süper insanı tarif etmeye kalemler,defterler yetmez.Kısaca şöyle anlatayım;insan sevgisini yönetip aşılı bir sevgiyle yaşarsa özenilen,güvenilen,göz kamaştırıcı,gerçekten mesut ve şahane yaşar.”Amacımız “SÜPER İNSAN” olmak.Önce kendimiz olalım daha sonra onu bulalım nedersiniz?
YEŞİM ÖZMEN
KASTAMONU
16/10/2010
GÜZEL BAKAN,GÜZEL GÖRÜR
Güzel bakmak da,güzel görmek de biz insanların elindedir değil mi?Örneğin bir elmayı düşünün ama bir tarafı çürük bir elma.Şimdi biz bu elmanın çürük,ezilmiş tarafından bakarsak yiyemeyiz öyle değil mi?İçinden kurt çıkacağını düşünüp yemeyiz dış görünüşüne aldanırız.Birde diğer tarafından yani çürük olmayan tarafından bakarsak,içinden kurtta çıksa bir önemi yoktur bizim için çünkü dış görünüşü güzeldir.
İşte bu örnekten de anlayacağımız gibi önemli olan güzeli görmek değil,önemli olan güzel bakmaktır.Hep insanların dış görünüşleriyle aldanırız oysaki o insanların iç dünyasına ulaşmayı başarabilsek hiçbir sorun olmaz.Biz toplum olarak güzel bakmak yerine ya karamsar, ya da kusur bularak bakmayı deniyoruz.Hep önyargılı davranıyoruz.Karşımızdaki insan dört dörtlük kusursuz olsa bile illaki bir kusurunu buluyoruz.Peki bu hakkı kendimiz de nasıl buluyoruz?Biz çok mu mükemmeliz?Allah’tan korkmasak senin gözünün üstünde neden kaşın var diyeceğiz..Eminin böyle diyenler de vardır.
Rabbimiz bize bu güzel dünyayı bırakmış.Bu dünyayı çekilmez yapan bizleriz.Şu alıp verdiğimiz nefesin bile farkında değiliz,kıymetini bilmiyoruz.Nefes alıp veren noktamızı unutmanda yaşasak böyle olmayacak ama bir dünya telaşıdır kaptırmış gidiyoruz…Solunum makinesine bağlı insanları,ömür boyu yatağa mahkum olanları düşünmüyoruz,işimizi gücümüzü bırakıp nerde ne kusur var onu arıyoruz.Dünyada tek sorunlu insan bizmişiz gibi davranmak da cabası tabi…İsyan ettiğimiz günler dahi oluyor.Böyle yaparak rahatlıyor muyuz?hayır daha çok Allah’tan gönül evimizden uzaklaşıyoruz.
Oysaki her şeye güzel bakmasını bilsek o çürük elmada ki
kurdun bile bu dünyada bir görevi olduğunu görürüz.Ama bunu yapmak yerine elmayı aldığımız pazarcıya kızmayı tercih ediyoruz.
Bu dünyaya,insanlara aklınıza gelebilecek her şeye güzel bakmasını bilirsek her şey daha farklı olur.ALDIĞIMIZ HER NEFES İÇİN KARAMSARLIKTAN ÇIKIP ALLAH(C.C)ŞÜKREDELİM.
GÜZEL BAKIP GÜZEL GÖRELİM,KUSUR GÖZLÜKLERİNİ KIRALIM!!!
NEDER SİNİZ?YAPAMAM DEMEYİN
İSTEYİN YETERKİJ
İNSAN
İnsan deyince aklımıza etten, kemikten bir varlık gelir. Yemek yiyen, günlük ihtiyaçlarını gideren, para kazanmak için çalışan ve hep daha fazlasını isteyen, bunun gibi birçok örnek aklımıza gelir.
Oysaki hiç aklımıza gelmez; bize neden “insan” denilmiş. Şöyle baktığımızda her şey insana hizmet ediyor. Çiçek, böcek, yağan yağmur bunlar gibi her şey insana hizmet ediyor.
Ama bırakın bunları düşünmeyi bazen gerçek bir insan olduğumuzu bile unutuyoruz. Dalmışız bir dünya telaşına…. Oysaki insan olmanın mükemmelliğinin farkında olsak bu dünyada yaşamak daha da kolaylaşacak.
İnsan Koca BİR KAİNAT… Aklıyla, fikriyle, konuşmasıyla her şeyiyle koca bir kainat.Bu koca kainata yakışır bir biçimde yaşamamız gerekirken “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” der gibi hayata boş vermiş bir şekilde insanlığın vasıflarını unutup hayatımızı devam ettiriyoruz.
İnsan; bilen,düşünen, dostun sevdasını taşıyan, ona verilen emanete gözü gibi bakan, kibrini ezen, dostluğu sezen, girdiği gönüllere huzur veren, aklını gönlüne bağlayan, yanlış yola sapmayan, bencillik yapmayan, zordan bıkmayan, özünden kaymayan, birlikten ayrılmayan ve koruyan, bulanık dünyada duru kalan ve İNSAN KOCA BİR KAİNAT OLAN İNSANN!...
İnsan hakkında benim aklıma gelen bunlar aslında daha çok şey var ama şimdilik bu kadar yeter. Bu yazdıklarımdan birini bile unutmasak ve hayatımıza geçirsek devamı da gelir zaten.
Hadi şimdi hep beraber gönlümüzdeki ayrık otlarını temizleyip gerçek bir insan olalım…
NEDERSİNİZJ